Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında 14 Ekim Cuma günü akşam saatlerinde bir patlama meydana geldi. Patlamada 41 işçi hayatını kaybetti. 11 kişinin ise tedavisi sürüyor. Medyascope muhabiri İbrahim Yayan, Bartın’dan izlenimlerini aktardı.
Amasra Taşkömürü Maden Ocağı’na yaklaşırken keskin bir kokuyla karşılaştık. Ocağın tahliye borusundan çıkan dumanın kokusu bütün alanı kaplamıştı.
Birkaç dakika sonra maden sahasına vardık. -300 kotta mahsur kalan arkadaşlarını kurtarmaya çalışan madencilerin hali, aşağıdaki durumu resmeder nitelikteydi.
Arama ve kurtarmaya katılan maden işçileri gazetecilere konuşmamaları konusunda uyarılmışlardı. Söyleyecek sözleri vardı elbette ama yutkundular. Sorularımıza karşılık, “Biz açıklama yapamıyoruz. Lütfen şeflerimizle konuşun” cevabını aldık. Maden ocağı şefi de sorularımızı yanıtsız bıraktı.
Attığımız her adımda siyasi bir figürle karşılaştık. Siyasiler, madencilere ve yaşamını yitirenlerin yakınlarına destek olmak için takım elbiselerine takılı parti rozetleriyle maden sahasında ve cenazelerde boy gösterdi. Aile yakınları arasında “Geliyorlar, şovlarını yapıyorlar” ve “Acımızı yaşatmıyorlar” cümleleri duyuldu. Saatler 11.40’ı gösterdiğinde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu kameraların karşısına geçti: “Bartın’daki maden faciasında can kaybı 40’a ulaştı. 40 şehidimizi burada çıkarıp hastanelere ulaştırdık. 110 madencimizden 58 madencimizde kurtulmuş oldu. 1 madencimizle ilgili bir belirsizliğimiz var”.
Maden işçileri, kalan arkadaşlarını dışarı çıkarmak ve aşağıda süren yangını söndürmek için küçük gruplar halinde ve dönüşümlü olarak aşağı indi. Her grup aşağıda 15 ila 25 dakika arasında kaldı. Yerin 300 metre altındaki durumu sorduğumuz işçi şu yanıtı verdi: “Şu an aşağısı çok kötü. Anlatılacak gibi değil. Ne yapalım. Madencilik işte!”
Ocaktan çıkarılan işçiler ailelerin teşhis etmesi için Bartın Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Ancak morgun kapasitesi yetersiz kaldığı için bir kısmının Bartın Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’ne gönderildiğini öğrendik. İki hastane arasındaki 4 kilometrelik yolu katederken bir işçinin defnedildiğini gördük. Maden işçisi Emrah Kaval henüz 32 yaşındaydı. İşe başlayalı henüz iki yıl olmamıştı. Amasra iki gün boyunca dualarla yankılandı. Her köşesinde acı vardı.
“Neredesin Mustafa! Telefonunu açmıyorsun. Neredesin!”
Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi bu seslerle yankılanıyordu. Mustafa Can Yıldırım’ın DNA testinin sonucu çıkmamıştı. Birkaç dakika sonra ailesi acı haberi aldı. Hayatını kaybeden 41 maden işçisinin de kimlik testi tamamlanmıştı artık.
Amasra’nın birçok köyünden cenaze kalktı. Cenazelerden biri de maden işçisi Rıdvan Acet’e aitti. Acet’in cenaze törenine CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da katıldı. Siyasilerin kalabalık koruma ordularıyla cenazelere katılması zaman zaman kargaşaya yol açtı. Bu durum bazı işçi yakınlarında hoşnutsuzluk yarattı. Kalabalık şekilde gerçekleştirilen Acet’in cenaze töreninde tabutu Kılıçdaroğlu ve Oktay beraber sırtladı.
16 Ekim Pazar günü cenazeler defnedilmeye devam etti. Ahatlar Köyü’nde üç arkadaşın cenazesi kaldırıldı. Okan Akgül, Şaban Yıldırım ve Mehmet Bulut’un cenaze törenine İçişleri Bakanı Soylu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ve DEVA Partisi lideri Ali Babacan katıldı. Ölen işçilerin yakınları uzun süre tabutların başından ayrılamadı.
Kimliği DNA testiyle tespit edilen Mustafa Can Yıldırım’ın cenazesi ise Makaracı Köyü’nden kaldırıldı. Ahatlar Köyü ile arasında 2 kilometre bulunan Makaracı Köyü’ndeki cenaze namazını aynı imam kıldırdı. İmam, ölen işçilerden iki köyde de “şehit” diye bahsetti. Yıldırım’ın cenazesinde “Ne mutlu size ki oğlunuz şehit mertebesinde” dedi.
Maden ocağında yangını söndürme çalışmaları devam ediyor. Söndürme çalışmalarına katılan maden işçilerinden biri, yangının sönmesinin bir hafta sürebileceğini söyledi.
Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı. Konuştuğum işçi yakınları olayda ihmal olduğu konusunda hemfikir. Olayın “Soma’daki gibi” örtbas edilmesinden endişeliler.