Tüyap Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından iki yıl aradan sonra Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB) iş birliğinde düzenlenen 39. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde 3-11 Aralık 2022 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Covid-19 salgının ardından gelen bu “eve dönüş” hikâyesinde, miniklerimizin kalplerine kitap kokulu sayfalarla dokunma sevincini yaşadık. Minicik kalplerde kocaman hikâyeler yaşattık. Meraklı ve okumaya hevesli insanların gözlerindeki ışığı keşfettik. Bu huzur verici serüvende yerini alan bazı yazar ve yayınevi yöneticileriyle sizin için konuştuk. Fuarın ruhunu gelin hep beraber bu serüvende imzası olanların cümleleriyle yaşayalım.
Mine Söğüt: 39. İstanbul Kitap Fuarı’ndayız. Son cumartesi, yarın fuar kapanıyor. Bu sene bütün yayıncılar, bütün yazarlar, çevirmenler, editörler; kitap dünyasına emek veren bütün paydaşlar Türkiye’nin en büyük kitap organizasyonu olan İstanbul Kitap Fuarı’na, iki yıllık aradan sonra çok büyük bir özlemle geldi. Tabi ki iki yılda Türkiye’de çocukların, gençlerin, ailelerin hayatı çok değişti. Bu yüzden fuar buruk geçiyor bizim için. Katılım mütevazı, satışlar mütevazı, en önemlisi katılan yayınevleri eksildi, sivil toplum kuruluşları eksildi, daha az yeni kitap görüyoruz, daha az tekrar baskı görüyoruz… Bütün bunlardan kaynaklı içimiz buruk. Tüm olanlara rağmen fuara gelen ziyaretçilerin enerjileri bizlere moral oluyor. Zor bir yıl bizleri beklerken güç topladık diyebilirim.
Müren Beykan (Günışığı Kitaplığı Yayın Yönetmeni): Gerçekten eve dönüş oldu diyebilirim. Hepimiz çok büyük heyecanla geldik fakat iki yıl önceki Tüyap’ı göremedik. Her şeye rağmen normal karşılıyoruz çünkü hepimiz pandemiden sonra evlerde olmaya alıştık. Şimdi bu günlerde bol bol bir araya gelmeye çalışıyoruz. Çok eksikliyiz, arkadaşlarımızın hepsi alanda değiller ama yeni kitaplar da yapıldı. Yayıncılığın pek çok derdine rağmen, yazar arkadaşların kendi kitaplarına kapanamamalarına rağmen yine de iyi kitaplar yapıldı. Onları okurlarla buluşturmanın heyecanını yaşıyoruz. Bir de okurların gözünün içine bakmak sanırım yazarlarımız için çok kıymetli, ben bir editör olarak bunu görüyorum ve seviniyorum.
Ahmet Büke: Fuarlara ulaşım zor ama okurlarla buluşmak güzel. Covid yazarlığımı şu açıdan etkiledi; iki defa covid oldum. İlkinde son romanımı tamamlayabildim, evdeydim ve bu fırsatımı değerlendirdim. Zorluklar aşılması için olan şeyler; bizleri okumaktan, yazmaktan, bu ülkeden vazgeçirmez. Sonuçta buraya aitiz ve günün sonunda da aşacağız. Mesela dayanışarak aşacağız. Kütüphaneler kurulması için ön ayak olacağız, harçlıklarımızı birleştirerek ortak kitaplar alacağız vs. Tabiri caizse enseyi karartmamalıyız.
Leyla Ruhan Okyay: Çok sevinçliyim. Çocuklarla karşılaşıyor olmak, yeniden diyaloğa giriyor olmak ve bu şenliği yeniden yaşıyor olmak çok heyecan verici. İnşallah bundan sonra artarak devam eder. Tabi bir de tedirginlik var, eskisine oranla ziyaretçi sayısı daha az. Gelecek seneye çok daha iyi olacağını düşünüyorum.
Başar Başarır: Ben ilk defa 2003 yılında, bu salonlardan birinde imzaya oturmuştum. Demek ki uzun zamandır buradayım… İki yılın ardından özlemişiz burayı, pandemi nedeniyle başka bir yerde de imza günü yapmamıştım. İki yılın ardından ilk defa okurlarla bir araya gelmek, göz göze gelmek heyecan verici. Yazarın şöyle bir açığı vardır; her yazar kendi sesinin yankısını duymak ister. Yaptığı şeylerin, insanların üzerindeki etkisini görmek ister. Bunu göremeyince de biraz mahzun olur. Bu fuarlar da bunların merkezlerinden biridir. Hem eğlencelidir, eski tanıdıkları görürsün, okurlarla iletişim kurarsın. Gördüğüm kadarıyla insanların çok azında maske var, belli ki normale dönüyoruz ve bu bizi mutlu ediyor. Mikroscope okuyucu ve dinleyicilerine sevgilerimi sunuyorum.