Haziranda… Bu üç noktanın ardından gelecek olan bir sözcük varsa, olsa olsa yazdır. Kısaca renk ve umut. Agnès Varda’nın çarpıcı renkleri gibi. Onun “Le Bonheur” (Mutluluk) filminde olduğu üzere… O esrarengiz filmi takip ederek “Mutluluk ne zaman başlar?” ya da daha da önemlisi, “ne zaman biter?” sorularını akılda tutarak… Filmin bir irem bahçesi duygusuyla açıldığı o nefes kesen kurgusunun en sonunda başka bir şey olur: Filmin sonuna doğru farkındalığın esas olacağı o “beklediğimiz kırılma” gerçekleşmez. Yaşam, kaldığı yerden devam eder. Oysa şu geçer kalplerimizden: Varda’nın renkleri, oradaki kurban kadının sesi olacak mı? Olursa ne olacak? Ve devamı nasıl gelecek? KADIN sahiden de aydınlanacak mı?
Lakin Varda bize başka bir şey söyler. Sanatın bütün ihtişamıyla o söylediği sinematografik cümle biraz buruk da olsa, filmin son yazısıyla haşır neşir bizlere, yaşama denk gelecek diğer sahneleri çağrıştırır:
Yeniliriz. Yeneriz. Yeniliriz, vb.
Ancak bu, dünyanın sonu değildir. Hayat kaldığı yerden devam eder. Eksik ve gedikleriyle. Yeni aktör ve arayışlarla. (İşte size temmuz sayımızın teması: Arayış!)
O yüzden bu sayıda “haziranda ölmek” yerine yaza göz kırpmayı tercih eden bir dergi bulacaksınız. O zaman hadi yazıya, yazının rengine ve dışarıda limoni bir yazı müjdeleyen yaşama!
Ayrıca bu sayıda dört öykümüzün seslendirilmiş hâliyle de bir ilke adım atıyoruz. Niyetimiz, görselliğimiz kadar sesimizle de sizlere ulaşabilmek. Seslendirme yapan sevgili arkadaşlarımız Elif Özge Yalçın ve Gözde Uskur’a teşekkür borçluyuz.
Temmuz ayında “arayış” temasıyla okurla buluşacağız. Yazılarınızı 30 Haziran’a kadar info@mikro- scope.com adresine bekliyoruz.