Flannery O’Connor’dan seçtiğimiz öykü: Kalıcı Ürperti 

Bu öykü 1958 yılında yazıldı ve 1965 yılında yayımlandı. ABD’de siyahilere yasal özgürlüklerinin verildiği ama henüz toplumsal yansımalarının pek karşılık bulamadığı yıllar. Öyküdeki asıl derdimiz ise bu değil. Asbury bir beyaz. Güney eyaletlerden birinde doğmuş, büyümüş, yirmilerinin ortasında çift çubuk sahibi bir ailenin oğlu. Babası ölmüş, işleri annesi yönetiyor. Bir ablası, iki siyahi çalışanı ve bir sürü inekleri var. Öykümüzün derdi, Asbury’nin varoluşsal arayışı. Sanatı kurtuluş yolu olarak gördüğü için çiftlikte kalmak istememiş, New York’a gitmiş ancak pek de üretken değil. Yazamıyor. Ablasının dediğine göre, öyle bir yeteneği de yok. Ona göre ise yazamamasının sebebi, annesinin kırdığı kanatları. Başladığı her şey yarım kalıyor ve parasını da tükettiğinden doğduğu topraklara kalıcı olarak ve mecburen geri dönüyor. Trenden inip istasyonda annesiyle buluşmasıyla da esas öykümüz başlıyor. Öyle hasta ki, ateşi var, ürperiyor ve öleceğine yüzde yüz inanıyor. Hatta ölmek istiyor. 

Kendi yolunu bulma arayışları bugünün de derdi. Belki o yıllara göre çok daha fazla bilgiye sahibiz fakat bunun bize katkısı pek az gibi. Yine din, yine öğretiler ya da sanat üzerinden yollar devam ediyor. 

Peki Asbury nasıl kurtulacak? Ya da kurtuluş mümkün mü? 

Her Çıkışın Bir İnişi Vardır

Flannery O’Connor

Metis

Çeviren; Nazım Dikbaş