Yaşam, insanlık tarihi boyunca sürekli bir değişim ve evrilme eğiliminde. Bu, teknolojiden ekonomiye, siyasetten sanata, her alanda değişmez bir akışta devam etmekte. Bahsi geçen değişim kolay değildir, her dönemde sancılı bir süreç dahilinde vücut bulur. Bu değişim sürecinin ilk ayağı ise, arayıştır. Yeni akımların kabul görmesi; öncelikle yenilikçi tarzlar ve denemelerin, alışılagelmiş kalıpların dışına çıkılması ile gerçekleşir.
Mikroscope’un bu ayki teması, “arayış”. Bir müzisyen olarak ben de, müzik alanında bu temaya uyabilecek büyük müzisyenleri ve onların büyük eserlerini düşündüm. Müzik tarihi içinde birçok örneği olsa da yazımda bu eserlerden ben de birkaç örnek verip günümüz dinleyicilerinin de aşina olduğu melodileri içerdiğini düşündüklerim hakkında bazı bilgiler paylaşacağım. Eserleri dinlemek isteyeceğinizi düşünerek linklerini de ekliyorum.
İlk vereceğim örnek, 1934 yılında Rus besteci Dmitri Şostakoviç’in bestelediği 1 No’lu Caz Süiti. Bu eserin en büyük özelliği; müzik tarihi bir yana, bestecinin kendi kariyerinde tarzını, çığır açan bir değişime sokmasıdır. Saksafon (soprano, alto, tenor), trompet, trombon, tahta blok, trampet, ziller, glockenspiel, ksilofon, banjo, Hawaii gitarı, piyano, keman ve kontrbastan oluşan alışılagelmemiş bir orkestra ile icra edilen bu eser; aslında caz müziği değildir. Ancak bestecinin, o dönemin popüler dans müzik temalarından deneyimlediği ve kendi derin ve duygusal müziği ile yoğurduğu, şakacı, ironik bir klasik eser olarak müzik literatürüne geçmiştir.
İkinci eser, Erik Satie’den Gymnopédie. Fransız besteci ve piyanist Erik Satie, alışılmışın dışında tarzıyla her zaman herkesten farklı bir müzik arayışında olmuştur. Kendine özgü tarzının gelişmesinde folklorik müzik, Orta Çağ ve Rönesans müziği, popüler müzik gibi diğer türlerden de ilham almıştır. Hipnotik ve meditatif duyguyu, müziğinde ritim ve melodilerin sadeliği ile yaratması; benzersiz müzik anlayışı ve arayışı ile birçok besteciye ilham kaynağı olmuştur.
Vereceğim son örnek ise, ünlü Rus besteci Igor Stravinsky’nin Bahar Ayini.
Stravinsky; bale müziği olarak başladığı bu büyük eseri, bir süre sonra âdeta bir pagan ayini müziğine dönüştürür. Karmaşık bir armonik ve ritmik yapıya sahip olan balenin konusu da; zaten eski Rusya’da hayalî bir pagan, kurban törenidir.
Döneminde daha önce hiç denenmemişi deneyen bu eser büyük tepkilere neden olmuş; sert ve primitif koreografisi, geleneksel yapıdan uzak müzikal dili, karmaşık yapısı ve ritmik zenginliğiyle büyük yankı uyandırmıştır.
https://www.youtube.com/watch?v=EkwqPJZe8ms (orkestral)
https://www.youtube.com/watch?v=YOZmlYgYzG4 (ba