1989'da Üsküdar'da doğdu. Kartal Anadolu Lisesi'ni bitirdikten sonra eğitmenleri arasında Yaşayan İnsan Hazinesi Karagözcü Alpay Ekler’in de bulunduğu Pendik Belediyesi Tiyatro Okulu’nda sahne sanatları, yazarlık, mitoloji gibi alanlar başta olmak üzere birçok konuda eğitim aldı. 2018 yılında Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Çocuk Gelişimi Programı tarafından düzenlenen Çocuk Edebiyatı Semineri Programına katıldı. İkisi postmodern anlatı biri şiir kitabı olmak üzere yayımlanmış üç kitabı var. Bunlar; Van Gogh Denilince Aklıma Müslüm Gürses Gelir, Lerina Henol’e Ağıt (şiir), Katastrofik Vigizm ya da Bir Sarmal Zindan Yaratmak.

Az rastlanan bir nezaketin  

karşılığını ödeyebilmesi umuduyla 

İlk fısıltıyı duyanın, duyduğunu zannettiğidir:

Çünkü bilinmez 

Hangi Tanrı 

Allı pullu sözcüklerle 

Gecenin kanına girip 

Genç bir kızın aldanmışlığıyla 

Eş tuttuğu 

Eşi bulunmaz şehrin 

Kurt emzirmiş sarılığında 

Hangi göğsünün kıyısına çağıracak seni Kleopatra

 

İkinci fısıltıyı duyanın, duyduğunu zannettiğidir: 

Kırmızı 

Sürmeler çeker sabahın mahmur gözlerine

Erbabı utansın

Haşa!

 

Üçüncü fısıltıyı duyanın, duyduğunu zannettiğidir: 

Saat on ikiyi vurdu 

Kırk tilkinin kuyruğunun birbirine değmediği kuytu

Saat on ikiyi vurdu

 

Dördüncü fısıltıyı duyanın, duyduğunu zannettiğidir: 

Yaşlı bir çocuk doğurmuş 

Genç bakirenin sütten kesilmiş heykeli 

Emziriyor yıllardır gözlerinizin akını

 

Beşinci fısıltıyı duyanın, duyduğunu zannettiğidir:

Ressamın şiirinden ilhamla yontulmuş balık

Tiber’in gümüş yatağında mı avlandı bu bileklik

 

Altıncı fısıltıyı duyanın, duyduğunu zannettiğidir: 

“Bütün, büyük trajediler seninki gibi güzel bir yüzle başlar.” 

 

Yedinci fısıltıyı duyanın, duyduğunu zannettiğidir: 

Alev kılıçları çiçeklendi 

Kumunun nereden çekildiğini bilmediğim

Gonca desenli fincanlarımın göğsünde

Ve bütün vaftiz kurnaları 

Kırmızıyla doldu taştı 

Hiç kan görmemiş gibi

 

Son fısıltıyı duyanın –en zekileri, duyduğunu iddia ettiğidir: 

Çünkü bilinmez 

Hangi Tanrı 

Allı pullu sözcüklerle 

Gecenin kanına girip 

Genç bir kızın aldanmışlığıyla 

Eş tuttuğu 

Eşi bulunmaz şehrin 

Kurt emzirmiş sarılığında 

Hangi göğsünün kıyısına çağıracak seni

Kleopatra 

Kulak ver 

Karanlığı vahiy çınlayan çölün dudakları

Sıcacık 

Kırmızı sürmeler çeker sabahın mahmur gözlerine 

Şeria’dan gelen meyve kokuları

Islatır nargile dumanlarını 

Sürmenin de 

Kokunun da  

Nargilenin de 

Erbabı utansın 

Haşa!

Allah’ın boyasıyla boyandık! 

Bütün vaftiz kurnaları size kalsın!

Roma’da dolunay 

Saat on ikiyi vurdu 

Kırk tilkinin kuyruğunun birbirine değmediği kuytu 

Roma’da dolunay 

Saat on ikiyi vurdu 

Yaşlı bir çocuk doğurmuş 

Genç bakirenin sütten kesilmiş heykeli

Emziriyor yıllardır gözlerinizin akını

Bu ahengi yakalamak için  

Kaç mermer eskitti usta 

Kaç marpucu elden ele dolaşan duman

Biraz çek Poseidon 

Biraz sen Demeter 

Hadi biraz da sen Pan 

Şu zavallılara nasıl tahammül edilir?

Üç kuruş için yapılacak iş mi? 

Daha çok kazanıyor köşe başı karyatidleri!

Her şeyi bırak git diyor şeytan 

Balık ol 

Ressamın şiirinden ilhamla yontulmuş balık

Şöyle desin biri: 

Tiber’in gümüş yatağında mı avlandı bu bileklik

Ağzım olsa da konuşsam 

Hayır desem  

Saflığın koynundan bunun ilhamı 

Avcım ve ben  

Ağları çektik usulca 

Ve günahlarımdan arınsam  

Arındıkça 

Suyun da erbabı utansın! 

Haşa! 

Allah’ın boyasıyla boyandık! 

Bütün vaftiz kurnaları size kalsın!

 

Tiber’in suyunda yıkadılar kılıçlarını

Bereketlensin diye intikamları 

İlk nehir sordu meşhur soruyu: 

Brute, et tu?

 

Eşi bulunmaz şehrin kurt emzirmiş sarılığı:  

Roma’da dolunay 

Saat on ikiyi vurdu 

Kırk tilkinin kuyruğunun birbirine değmediği kuytu

Roma’da dolunay 

Saat on ikiyi vurdu 

Vatan’ın Babası öldü 

Brutus 

İhanetin erbabı 

Utandı hepsi

Ağladı eli hiç kan görmemiş gibi:

Bu kırmızı yeni!

Bütün, büyük trajediler seninki gibi

Güzel bir yüzle başlar 

Kleopatra! 

Çocuğunun babası öldü 

Peki, ama kim öldürecek seni 

Bir Antonius deli 

Ve sen 

Hala kadınlığın erbabı 

Haşa! 

Allah’ın boyasıyla boyandığını herkes biliyor

Belirtmek haddime mi? 

Brutus’le aynı Antonius’un dili 

Hiçbir kadını sevmemiş, 

Eli hiç kan görmemiş gibi: 

Bu kırmızı yeni! 

Bu Kleopatra yeni!

 

İlk fısıltıyı söyleyenin, söylediğidir:

Çünkü kırmızı 

Hep yeniydi ve hep yeni olacak 

Çünkü kan 

Hep yeniydi ve hep yeni akacak 

Çünkü Kleopatra 

Hep yeniydi ve hep yeni kalacak