1966 yılında İstanbul'da doğdu. Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde tamamladı. Boğaziçi Üniversitesi'nde aynı bölümde başladığı yüksek lisans eğitimini tez aşamasında bıraktı ve yirmi altı yıl sürecek iş hayatına geçti. Şimdilerde fotoğraf çekmek, öykü okumak ve yazmak, film izlemek ve filmler üzerine yazmakla uğraşıyor. Aşk Ağustosta Güzeldi isimli ilk kitabı 2020 yılında yayınlandı. İFSAK üyesi, ifsakblog, perasinema ve Mikroscope'ta yazıyor.

Özlenen sevgidir sevgili değil *

Hani bazı anlarda yaşadığımızı hissederiz. Size de olur mu bilmem ama bana oluyor. An an hissederek nefes almak, her gün önünden geçtiğim ağaca ve dallarına sanki ilk kez görüyormuşum gibi bakmak, kedimin tüylerini okşarken o an orada sadece onun ve benim olduğumu hissetmek. Bazı yazarları okumak bende böyle duygular bırakıyor.
Sanırım bu kenti anlatmak için
çok şair ömrü tüketilecek
Kimi özlemle,
kimi öfkeyle anacak onu.
Kimi benzersizliğine ülkeler feda edecek. **
Füruzan ve onun Lodoslar Kenti yukarıdaki satırlarla başlıyor. İstanbul’da Şubat 1990 ve Nisan 1991 arasında yazdığı şiirinde Füruzan çok sevdiği İstanbul’u anlatıyordu. Yazdıklarıyla çok kişiye ilham verdiğine eminim. Bunlardan birini ben tanıyorum. Tam da Lodoslar Kenti’nden ilham alan İstanbul’un deli sevdalılarından biri; Selim Güneş. Size hem Füruzan’dan hem de Selim Güneş’in İstanbul Lodoslar Kenti (2008) fotoğraf albümünden bahsedeceğim çünkü Füruzan’ın nefesinin durduğu günden bu yana hem onun dizeleri hem de Selim Güneş’in fotoğraflarıyla birlikteyim. Füruzan’ın satırları hem dinmek bilmez bir huzur veriyor bana hem de anlattıkları gözümde fotoğraf oluyor, film oluyor.
Seni çağdaş bir akılla seviyorum,
deli dolu,
gözüpek,
söz dinlemez.***

Aklımın duraklardan atlaya atlaya koşturmasına engel olamıyorum. Füruzan’ın satırları içimdeki yaratıcı çocuğu harekete geçirdi bir kere. Bu dizelerden esinlenip, fotoğraf çeksem nasıl olurdu diye düşünmeye başlıyorum. Kalabalık mı kalabalık İstanbul sokaklarında ya da metro çıkışında kuytu bir köşede birbirine tutkuyla sarılmış iki kişinin fotoğrafı geliyor gözlerimin önüne.
Öyküleri, romanları, filmleriyle yaşayan ve kızı Aslı Selçuk’un dediği gibi eserleriyle yaşamayı sürdürecek olan sevgili Füruzan bir vapur yolculuğunda belki martılarla, belki Cağaloğlu yokuşunda bir anne kızın sohbetinde ya da bir sinema koltuğunda hayalle gerçek arasındaki git gellerimizde bizi izleyecek. 14 Şubat öykü gününde onun için düzenlenen anmada, Türkiye Yazarlar Sendikası başkanı Adnan Özyalçıner’in dediği gibi o bir İstanbul öykücüsüydü. “Aramızdan ayrılmasıyla bıraktığı boşluğu, öyküleri dolduracak.” Diye devam etti konuşmasına Özyalçıner. Sadece öyküleri değil tabii ki, Gülsün Karamustafa ile birlikte yönettikleri sinema filmi Benim Sinemalarım (1990) sinema tarihimizde yerini aldı. Aynı isimli öyküsünden hareketle filmin senaryosunu da yazmıştı. Aslı Selçuk da bu filmin ekibinde yönetmen yardımcısı olarak yerini almıştı. Çocuk Nesibe’nin, genç kız Nesibe’ye dönüşmesinde Hülya Avşar’ın oyunculuğu 1991 yılında 23.SİYAD Türk Sineması Ödülleri’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazanmıştı. Film ayrıca İran’da Fajr Film Festivali’nde 1991 yılında jüri özel ödülünü almıştı. Bunun dışında Fransa’da Cannes’da, Japonya’da Tokyo’da, Almanya’da Mannheim’da festivallerde gösterildi. Bugün bu filmi izlediğimizde 80’lerin İstanbul’unda olup, şimdilerde olmayan Emek Sineması gibi İstanbul’u İstanbul yapan mekânları da görebiliyoruz. Film sadece bir sinema filmi değil, aynı zamanda bir fotoğraf gösterisi olarak da izlenebilir. Birçok karesi filmin anlamını güçlendiren ve filmden çıkarılıp alındığında tek başına etkili fotoğraflarla dolu.
Fotoğraf deyince yazımın girişinde bahsettiğim, Füruzan’ın ilham verdiği Selim Güneş’in İstanbul Lodoslar Kenti fotoğraf albümünden de bahsetmek istiyorum. Selim Güneş de sevgili Füruzan gibi sanatın birden fazla alanlarında üretim yaptı. İFSAK üyesi amatör bir fotoğrafçı iken, bizi iki tane uzun metraj filmiyle sinema dünyasına da davet etti. 2010 yılında yaptığı Kar Beyaz Selim Güneş’in ilk sinema filmidir. 2017 yılındaki Düş Kırgınları ise ikinci filmidir. Bir söyleşisinde bilgisayar kullanmadığını söyleyen Füruzan, kalemini İstanbul’un çeşitli semtlerinde dolaştırırken, Selim Güneş de fotoğraf kamerasını Boğaz gibi, Beyoğlu, Kadıköy, Bostancı, Beşiktaş gibi İstanbul’un çeşitli semtlerinde dolaştırır. 24 mm geniş açıyla çekilmiş fotoğraflardan oluşan İstanbul Lodoslar Kenti albümü sadece İstanbul semtlerini değil, İstanbul’un vapurlarını, insanlarını, martılarını da içermektedir. Tıpkı Füruzan’ın da büyük bir sevdayla bize hikâyeler kurduğu İstanbul mekânları ve insanları gibi. Selim Güneş’in fotoğraf albümünün son fotoğrafı bir sinema gişesidir. Üzerinde Gelecek Program yazar ama herhangi bir filmin afişi yoktur. Bu aslında Selim Güneş’in yönetmen olarak sinemaya adım atacağı ilk filmi Kar Beyaz’ın habercisidir. Öte yandan da Füruzan ve Benim Sinemaların Nesibesi’ne bir selam gönderme.
Yazımın başlığını da Füruzan’dan aldım. Özlenen sevgidir sevgili değil demişti Doğduğun Yer Gençliğindir şiirinde ama Füruzan da, kurduğu edebiyat dünyası da çok özlenecek. Saygıyla anıyorum.

*Doğduğun Yer Gençliğindir Füruzan İstanbul, Aralık 1985
**Lodoslar Kenti Füruzan İstanbul, Şubat 1990-Nisan 1991
*** Lodoslar Kenti Füruzan İstanbul, Şubat 1990-Nisan 1991
Fotoğrafçı ve yönetmen Selim Güneş : https://selimgunes.com/
Okuyucuya not : Bu yazıda Füruzan’ın Parasız Yatılı, Benim Sinemalarım, Lodoslar Kenti, Doğduğun yer Gençliğindir eserlerine göndermeler vardır.