Sevgili Müge İplikçi arayıp da bu sefer konumuz “Şimdi” deyince hemen aklıma Belmin Söylemez’in Şimdiki Zaman (2012) filmini yazmak geldi. Belmin Söylemez bugünlerde yeni filmi Ayna Ayna’nın hazırlıklarıyla meşgulken ve bu film henüz vizyona girmeden ben sizi yıllar öncesine götüreyim ama unutmadım konumuz “Şimdi”.
Belmin Söylemez’i Şimdiki Zaman’a getiren yolda fotoğraf sergileri(*) ve birçok kısa film var. Önce size biraz ondan bahsedeyim. Belmin Söylemez, sinema, reklam ve TV sektörlerinde metin yazarı, kurgucu, yönetmen ve yapımcı olarak çalıştı. Özellikle deneysel türünde yaptığı kısa filmleri onun geniş hayal dünyasıyla yaratıcılığının uyumlu birliktelikleri olarak dikkat çekmişti; 1999’da yaptığı uykuyla uyanıklık hali arasında bir yerlerde duran insanı anlattığı Uyku Hali gibi.
Belmin Söylemez kişilik olarak nüktedan bir insandır yani düşündüren ama bir o kadar da zarif espriler yapar. Evet, kendisini yakından tanıyorum ama bu yazıda onun filmini yazmamın sebebi arkadaşım olması değil. Belmin Söylemez günümüz Türkiye sinemasının kadın bakış açısıyla film çeken sinema insanlarından. Erkeklerin bıyığa verdikleri toplumsal anlamı eleştirdiği Bıyık (2000) belgeseli, İstanbul sokaklarında taksicilerin izini sürdüğü 34 Taksi (2005) belgeseli, kurmaca türünde yaptığı kısa filmi Dalgalar (2001) onun ilk uzun metraj filmi Şimdiki Zaman’dan önceki filmlerinden sadece birkaçı.
Denizin üzerinde yürümek, maviliğin üzerine adımlarımızla iz bırakmak… Dalgalar’dan sonra ben hayal dünyamda buralara kadar gitmiştim. Şimdiyi yaşamak! İşte o Şimdiki Zaman filminin değindiklerinden birisi.
Uzun süredir işsiz, ailesiyle arası bozuk, eski kocasını unutmak isteyen ve evini bir ay içinde boşaltmak zorunda olan Mina, Amerika’da hayata sıfırdan başlamak üzerine yeni bir geleceğin hayalini kurmaktadır ama geçinebilmek ve para biriktirebilmek için bir fal kafede işe başlar. Baktığı fallarda müşterilerine telveyle yazılan hayatları okur. Bir küçük fincan kahvede umudu arayan, gelecek hayallerini sorgulayan insanlara fincanın söylediklerini anlatmak; anlık bir şimdiden kaçış ya da şimdinin teyidi. Bazen inanmak istemediğimiz gerçekleri duymak, kahve telvesinin söyledikleri için gözyaşı dökmek, bazen de yaşamak istediklerimizi duymak, fincana gülümsemek. Severiz kahveyi de fincanları da. Yok yok cezveleri unutmadım, onlar olmasa nasıl yaparız kahvelerimizi; bol köpüklü, ağır ateşte pişmişinden. İşte geldik şimdiki zamana. Kahve pişerken hatta taşarken yapılan sohbetler, pekişen dostluklar… Hem ne demişler, bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır. Kahve sonrası sohbet falla demlenir. Tabağına ters dönmüş fincanlar açıldıkça, aktıkça telve tabağa, gelecek umutları çiçek açar. Şimdiki Zaman’da Mina’nın Amerika’da yaşamak üzerine kurulu hayalleri, geleceğe kaçmak arzusu filizlenir açılan her fincanla.
Belmin Söylemez kafenin ismini de gösterir izleyiciye. Galaksi Kafe! Mina, iş arkadaşı Fazilet (kısaca Fazi), kafenin sahibinin oğlu, işe geçici başlayıp işin üzerine kaldığı kayıtsız bakışlarından çok belli patronun oğlu yani genç patron, kafeye gelip giden müşteriler… Herkes bir şekilde başkalarına, geçmişlerine, geleceklerine bağlı yaşamaktadır; galaksinin yıldızları gibi. Geçmiş bugünü oluşturduğu kadar geleceğe de yön vermektedir. Mina’nın halasının izini bulmak için Amerika’ya gitme isteği gibi.
Peki ya şimdi? Acaba gelecek hayalleriyle yaşarken anı kaçırıyor muyuz yoksa onun içinde sıkışıp kalıyor muyuz? Bu bizi üzüyor mu? Üzmüyorsa sorun değil, şehirde gezen Hayali Küçük Aliler’denseniz(**), yani hayal gücü diğerlerine göre biraz fazla gelişmiş biriyseniz sorun yok!
Özellikle bugünlerde, yani pandemi nedeniyle eve kapandığımız, sokaklara çıksak da kısıtlı yaşadığımız, hayallerimizi, isteklerimizi belirsiz bir geleceğe ertelemek zorunda kaldığımız günlerde şimdinin anlamı değişti sanki. Yaşadığım anın ne kadar değerli olduğunu düşünüyorum.
Şimdiki Zaman filminin mekânları da şimdinin değerini hatırlatıyor. Mina’nın yaşadığı daire otele dönüştürülmek üzere boşaltılmış eski bir İstanbul apartmanı. O binada yaşayan sadece Mina. Öte yandan İstanbul’un siluetini değiştiren yüksek binalar. Filmin sahiciliği, kahve ve fala ait dünya, Beyoğlu, sokaklar, insanlar olduğu gibi. Bu sahicilikte yönetmenin belgesellerini hatırlıyorum, belgesele olan yakınlığını.
Şimdiki Zaman kurmaca türünde çekilmiş olsa da mekânları, karakterlerinin ilgi alanlarıyla, diyaloglarla aslında bir yandan da İstanbul’a ve İstanbullular’a dair geleceğe kalan bir belge niteliğinde.
Belmin Söylemez bugünlerde, günümüz İstanbul’unda kendi ayakları üstünde durmak için mücadele eden üç kadının bir tiyatro kursunda kesişen yaşamlarını anlatan Ayna Ayna filminin çalışmalarına hızla devam ediyor ve ben merakla bu filmi bekliyorum.
* İFSAK Galerisi’nde açtığı Çin Operası –Sahne Arkası fotoğraf sergisi / Çekilememiş Bir Kısa Filmin Öyküsü, İFSAK Kısa Film Festivali sırasında İtalyan Kültür Merkezi’nde açılan sergisi
** Mehmet Muhittin Sevilen, bilinen adıyla Hayali Küçük Ali, Türk kukla ve gölde oyunu sanatçısı