1967’de İzmir’de doğdu. Bu coğrafyanın çeşitli bölgelerinde okul anıları ve güzel arkadaşlar biriktire biriktire Ankara’ya üniversite okumaya gitti. Gazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi bölümünü bitirdi ve aynı şehirde kaldı. ODTÜ’de on beş yıl öğretim görevlisi olarak çalıştıktan sonra, İstanbul’un çağrısına kulak verdi. Sabancı Üniversitesi’nde on yedi yıl akademisyenlik yapıp emekli oldu.
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Kültürel İncelemeler bölümünde yüksek lisans yaptı. Halk bilimi, sosyoloji, tarih ve felsefe okudu. Kurumsal iletişim uzmanı da oldu.
Çeşitli dergilerde Türk yazarları ve kitapları üzerine araştırma/inceleme yazıları yayımlanmış, çocuk edebiyatı/çocuk edebiyatı yazarları hakkında konferanslar vermiştir. Şiir, özel ilgi alanıdır. Şiirleri ve yazıları, edebiyat ve sanat dergilerinde yayımlanmaktadır.

Haziran başı, sıcaklar bastırmış… Bir pazar…  Yazarıyla kitabı üzerine söyleşmek için vapur yolculuğu iyi bir başlangıç… 

Adalar Müze’nin Büyükada’da faaliyete geçen müzesinin toplantı ve söyleşi için ayrılmış bölümü bizi o sıcaktan kurtarıp derin bir yazar sohbetine ev sahipliği yapıyor. Yürütücü; kitaplar üzerine pek çok incelemesi bulunan ve öyküler de yazan Peyman Ünalsın Gökhan. Yazarımız Sepin Sinanlıoğlu, kitap Horat.

Sepin Sinanlıoğlu’nun ilk romanı Hoyrat… Katılımcılarla birlikte yazarla katman katman konuşuldu bu pazar gününde bu kitap. Söze ‘bence bu zamanı yazdım’ diyerek başladı Sepin Sinanlıoğlu. Ve çok haklı ‘zamanın hoyrat kullanılmasını hayat affetmiyor.’

Bir piyanonun etrafında şekillenen hayatların nasıl kurgulandığını, kahramanın yolculuğunu, insan ve zamanın hallerini, mekânların dönüşümlerini, sorularla açtıkça açtı Sepin Sinanoğlu…

Kitabın her bölünün başındaki epigraflar çok dikkat çekiciydi, not alıp nereye varacağını merak ederken romanın sonunda karşımıza çıkan son sayfada düğüm çözülüyordu ve cevap gözler önüne seriliyordu. Bir şiirdi bu, kitapta anlatılanlarla bütünleşen, besleyici, tamamlayıcı…

“Üçüncü Beden

Bir adam ve bir kadın oturuyorlar yan yana ve özlem duymuyorlar

O an daha yaşlı olmaya veya daha genç

Veya başka bir ülkede, zamanda ve diyarda doğmuş olmaya.

Bulundukları yerden memnunlar, konuşsalar da konuşmasalar da.

Nefesleri bir olmuş, tanımadığımız birini besliyor.

Kendi parmaklarının hareketini görüyor adam,

Kadının uzattığı kitabı saran ellerini görüyor.

Paylaştıkları üçüncü bedene itaat ediyorlar.

Söz vermişler o bedeni sevmeye.

Yaşlılık gelebilir ayrılık gelebilir, ölüm gelecek.

Bir adam ve bir kadın oturuyorlar yan yana;

Nefes aldıkça tanımadığımız birini besliyorlar,

Bildiğimiz ama hiç görmediğimiz birini.

                                                                   ( Robert Bly ) 

Peyman Ünalsın Gökhan’ın özenle hazırlandığı çok belli olan sorulara Sepin Sinanlıoğlunu’nun verdiği içten ve incelikli yanıtlarla, nasıl geçtiğini anlamadığımız saatler sonunda, zamanı hoyrat kullanmadığımız için hepimizin yüzü gülüyordu. 

Teşekkür ederiz Peyman Ünalsın Gökhan ve Sepin Sinanlıoğlu. Dopdolu bir pazardı…