Boğaziçi Üniversitesi’nde Makine Mühendisliği, Biyo-Medikal Mühendisliği ve Felsefe Yüksek Lisans Programlarını tamamladı. Halen zihin felsefesi alanında doktora çalışmalarını sürdürüyor. Birleşik Krallık Kant Akademisyenleri ve Türk Fütüristler Derneği üyesi. Amerikan Hastanesi'nde yönetici olarak başladığı profesyonel kariyerden yiyecek sektörüne geçerek yirmi yıl önce kendi işini kurdu ve çeşitli kuluçka programları tarafından desteklenen gıda girişimlerini hayata geçirdi. Pandemi nedeniyle başlattığı ve deprem sırasında sahada aktif görev alan TOKTUT sivil toplum kuruluşunun yönetim kurulu başkanlığını yürütüyor. Genç ve ödüllü bir kadın yönetmenin annesi olmaktan gurur duyuyor.

Yeni Yasa Hayvan Hakları Bakımından ciddi bir felaketi işaret ediyor.

 TOKTUT başkanı, aynı zamanda HİDER üyelerinden Melsen Tunca, Mikroscope için yazdı. 

 

Mecliste görüşmeleri tamamlanarak değiştirilen “Hayvanları Koruma Kanununun” gerekli altyapı çalışmaları ve hazırlıklar tamamlanmadan uygulamaya konulması, hayvan hakları açısından ciddi bir felaketle sonuçlanma riski taşımakta. Resmi verilere göre 4 milyon olduğu belirtilen sokak hayvanı nüfusunun, kapasitesi sadece 105 bin hayvan için yeterli olan tesislere toplanmak istenmesi, hayvanlar arasında salgın hastalıkların hızla yayılmasına neden olacak.

Binlerce hayvanın aynı ortamlara istiflenmesi, yetersiz beslenme ve hijyen ortamında tutulmaları, hayvanların zayıf düşmesine, saldırganlaşmasına ve birbirlerini yaralamalarına yol açacak. Nihayetinde, bu koşullar hayvanların acılı şekilde ölmelerine neden olacak. Yerel yönetimler ve yetkili kurumların, ne kadar iyi niyetli olurlarsa olsunlar, bu durumla baş edebilmeleri mümkün değil. Bu da acımasız bir çözüm olan ötenazinin son çare olarak benimsenmesine yol açacak ve kanunda belirtilen öldürme koşulları meşru hale gelecek.

 

Sokak hayvanlarını korumak amacıyla kurulan HER YAŞAM DEĞERLİDİR DERNEĞİ (HİDER) başkanı Oğuzhan Erdoğan ve dernek üyeleri olarak bu yasayı tamamen reddediyor ve derhal iptal edilmesini talep ediyoruz. Yasanın iptali için mücadelemiz devam ederken, uygulamaya yönelik harekete geçilmesi gereken konulara dair görüş ve önerilerimizi paylaşıyoruz:

  1. Altyapı Hazırlıkları: Yeni barınaklar kurulması ve mevcut barınakların kapasitesinin misliyle artırılması gerekmektedir. Yasada 2028 yılına kadar belediyelerin belirtilen oranda (Belediye sınırlarında yaşayan insan nüfusunun binde üçü oranında) hayvan barındıracak tesisler inşa etmeleri öngörülmektedir. Ancak, bu tesisler faaliyete girmeden önce hayvanların tutulacağı yeterli barınak olmaması ve geri bırakmanın ağır para cezalarına uğratılması, toplu itlafa doğru sürüklenen bir sürecin kapısını aralamaktadır.
  2. Geçiş Dönemi Tanınması: Yasanın kabul edilmesi hemen uygulanmasını gerektirmemektedir. Altyapı hazırlıkları için geçiş dönemi tanınması gereklidir. Sokak hayvanlarının kısırlaştırılması çalışmalarına şimdi başlanırsa, Haziran 2025’e kadar 10 ay (300 gün) süresinde bile anlamlı ilerlemeler kaydedilebilir.

 

  1. Kısırlaştırma Kapasitesi: Türkiye’de beldeler hariç toplam 1003 belediye bulunmaktadır. Her belediye, her gün 10 hayvanı kısırlaştırırsa, 300 gün içinde 3 milyondan fazla hayvan kısırlaştırılabilir. Bu şekilde sokak hayvanları popülasyonunu birkaç yıl içinde yarıya inecektir. Ancak, tedavisi yapılan hayvanlar tekrar yerine bırakılmazsa, barınakların kapasitesi hızla dolacaktır.
  2. Belediyelerin Kapasitelerinin Artırılması: Belediyeler sokak hayvanlarını ücretsiz kısırlaştırmakta ve tedavi ettikten sonra tekrar aldıkları yere bırakmaktadırlar. Bu, hayvanlar açısından en doğru uygulamadır. Ancak, tüm belediyeler bu imkânlara sahip değildir. Belediyelerin kapasitesini artırmak için ilave ödenek ayrılması gerekmektedir. Örneğin, çevre temizlik vergisinin küçük bir yüzdesi sokak hayvanları için ayrılabilir.
  3. Özel Veteriner Kliniklerinin Katılımı: Veterinerler Odaları tarafından belirlenen veteriner kliniklerinin kısırlaştırma, belediyelerin yanı sıra; aşılama ve tedavi süreçlerine dahil olmaları için “Askıda Veteriner Faturası” kampanyası başlatılabilir. Bu kampanya sayesinde, belediyelerin kısırlaştırdığı hayvan sayısına yakın miktarda sokak hayvanı sağlıklı tıbbi koşullarda işlem görebilir.
  4. Pet Shoplar’a Kısıtlama: Üretim durdurulması, Pet shop’larda hayvanların satışlarının yasaklanması ve yurt dışından kaçak girişlerin kesinlikle engellenmesi gerekmektedir.

 HİDER üyeleri olarak “Yakala, Aşıla, Kısırlaştır ve Yerinde Yaşat” modelini yerel gönüllüler, STK’lar ve yetkili kurumların katılımıyla yeniden düzenlenerek yürürlüğe girmesi gerektiğini düşünüyoruz. Hayvanların yaşam haklarını korumak adına herkesi konu hakkında duyarlı olmaya ve çözüm önerilerine destek vermeye davet ediyoruz.