Çağın yalnızlaştırmayı teşvik eden söylemeleriyle köpürtülen bencillik pratikleri bizleri kendi içimize kapamayı özendirmeyi çalışıyor. Rekabet başka nasıl köpürtülsün yoksa? Sırtını yaslayabileceği başka bir dayanışma ağı yokmuş gibi kalakalınca kişi, tek hesapsız dayanışma kurumuymuş gibi parlatılan ailenin de hayatlarımızda oynadığı rol sandığımızdan büyümüş oluyor. Çarpık yapılaşmanın inşaat alanıyla sınırlı kalmadığı, toplumsallaşmanın ilk ve aşılması gereken bir uğrağı olarak aile bize biçimimizi veren en sağlam kalıplardan biri. Ailenin fonksiyonlarını ve içeriğini deşip içinde üretilen şiddet ve sevgi sarmalının analizine değil de bir tarihsel form olarak sınırlarını görmeye çalışacağım.
Ailenin bir semptom mu yoksa bir sebep mi olduğu belki ilk sorunlardan biri olsa gerek. Üretim ilişkilerinin bir sonucu olarak mı aileler her ne ise o haldeler, yoksa ailelerin geleneksel sıkı bağları mı üretim biçimini etkiliyor? Engels ailenin tarihsel bir kurum olarak geliştiğini, gününün üretim ilişkilerinin bir sonucu olarak da çekirdek aile formuna evrildiğini tespit eder. Maurice Godelier, insanların toplum halinde yaşamakla yetinmeyip yaşamak için bir toplum ürettiklerini söylerken, ailenin ve aile-akrabalık bağlarının toplumsal formasyonu tayin eden esas değişken olmadığını savunur. Aile bağları, bir topluluktan toplum oluşa geçişin gereklilikleri olarak insan soyu tarafından üretilir, kurulur. Bu yüzden de tarih içinde ailenin değişen pek çok biçimlerine rastlarız ama bir toplum olarak yaşamak için şu ya da bu biçimde birtakım aile olmaklıklar devam eder. Bugün için aynısını söylemek ne derece mümkün olacak kestirmek zor gibi görünüyor. Belki yeni bir üretim biçimi ve toplumsal formasyonun ihtiyacına karşılık gelecek bir kurum seçilmiş aile olabilir.
Yakın zamanda izlediğim, Tiyatro Oyun Kutusu’nun ‘Gece Kraliçesi’ tiyatro oyunu da biraz düşündürdü. Oyun, içine doğdukları ailelerinden cinsiyet kimlikleri nedeniyle kovulan iki kuşak trans bireylerin idare ettiği bir eğlence kulübünün, orada çalışanların nasıl bir aileye dönüştüklerini, güçlü bir bağla ayakta durduklarını anlatıyor. Oyunculukların göz kamaştırıcı olduğunu da söylemeden geçmeyelim tabii, fakat seçilmiş ailenin inşası neye dayanmalı? Bağlar nasıl kurulmalı, hukuk tarafından tanınmalı mı? Seçilmiş ailenin feshedilip yeni üyelerle baştan kurulması nasıl ve ne kadar mümkün olmalı? Kan bağının ve maddi menfaat birliğinin ötesinde bir birlik olarak tesis edilen seçilmiş ailenin bütün sorumluluğunu da üyelerinin üzerine atmalı mı? Seçilmiş ailenin dayanışmanın yeni bir formu olması mümkün mü? Oyun bu sorulara bazı boşluklar da bıraksa olumlu bir yanıt vermeyi deniyor. İçine doğduğumuz ailenin, kan bağının iptal edilemezliğine güvenerek kurduğu ezme pratiklerinden bir kaçışın imkânı olarak öneriliyor seçilmiş aile. Bu haliyle de seçilmiş aile aynı zamanda gece kulübünde çalışanların emekleri etrafında kurulan hayatın teşkilatlanmış hali oluyor. Tabii gece hayatının eşyanın tabiatından kaynaklanması beklenen koşulları biraz askıya alınmış. Ama bir seçilmiş aile önerisi olarak değerli.
Godelier’in çok basit bir ifadeyle ortaya koyduğu bu tespiti cepte tutarak, Roma’nın köleleri içeren familiasından bugüne ailenin kat ettiği yolda gündeme taşınan son uğrak olan seçilmiş ailenin bugünün üretim ilişkilerinin koşullarına göre yeniden üretildiğini de atlamamak gerekiyor. Belki de kendisi zorunluluk üzerine kurulu bir kavram olan ailenin seçilmeye dayandırıldığı bir biçimi tam da bugünün maddi koşullarının bir sonucudur. Belki bu yüzden de adımlarımız ailenin Buddenbrooklar halinden Cesur Yeni Dünya’daki distopik tersyüz edilişine ve bugünlerin de seçilmiş aile önerisine kadar her defasında başka bir zemine değdi. Servetin ve burjuva sınıfının oluşumunda nesiller arası Buddenbrooklar’dan kan bağının bir üretim bandına dönüştürüldüğü Cesur Yeni Dünya’ya genetik biliminin bugünkü gelişimi ailenin bildiğimiz ve gelecekteki bir biçimini gündemimize alıyor.
Ailenin bundan sonraki uğrağı ne olacak hep beraber göreceğiz. Kapitalist bir toplumun, önceleyeni toplum yapısına göre ilerici adımları cepte olmak üzere, bundan sonraki adımların tayin edicisi kim, teorisi ne olacak tarihin içinde anlayacağız. Finans sermayesinin baskın olduğu bir dijital çağda ailenin neye dönüşeceğine dair öngörü geliştirsek de seçilmiş aile belki de sadece bugünün yeni bir kurumu, yarına ne olacağımızı birlikte göreceğiz.