Ayşen Somunkıran Özagar 1970 yılında İstanbul’da doğdu. Liseyi Notre Dame De Sion Fransız Kız Lisesi’nde okudu. Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji bölümünü bitirdi. Bir süre iletişim sektöründe çalıştıktan sonra yoluna psikoloji alanında devam etti. Bağımlılık üzerine psikolojik danışmanlık, gençlere yönelik meslek seçim danışmanlığı, aile, çift ve ergen terapileri yaptıktan sonra psikoloji, iletişim ve felsefe içerikli bireysel ve kurumsal eğitimler verdi. Tüm bu süreçler boyunca edebiyat hayatında her zaman yoğun bir şekilde yer aldı. “İşim yapmaktan en çok keyif aldığım şey olmalı” düşüncesine yıllarca dirense de sonunda pes edip en sevdiği uğraşı olan edebiyatı işi olarak benimsedi.  İlk hikayesi “Kayık” 2022 yılında Edebiyat Haber’de yayınlandı. Yine aynı yıl “Zaman, Proust ve Yazmak Üzerine” adlı denemesi Lento Dergi’de yayınlandı. Notos Atölye ve DDI Akademi bünyesinde yazarlık eğitimlerine katıldı. N. Ahmet Erözenci ve Atilla Birkiye’nin birlikte hazırladıkları Yazma, Okuma Atölyesini tamamladıktan sonra kurgu metinler yazmaya ağırlık verdi. Öykülerini ilk kitabı Naif’in Listesi’nde topladı. Thema Edebiyat bünyesinde okumaya, yazmaya ve öğrenmeye devam ediyor.

Sabah telefonunun alarmıyla uyanıyor. Ekranda gülen bir yüz işareti, uçları yukarı doğru bükülen çizgi birden yamulup bükülerek “Günaydın” diyor. Sana da günaydın. Sesin algılanmasıyla beraber kırmızı yazı beliriyor: 

“Eşine dön, onu öperek uyandır ve günaydın de.” 

Yapıldı, işaretle. Yazı yeşile döndü. Kolsuz eller alkışlıyor, tekrar kırmızı bir yazı beliriyor.  

“Kişisel bakım için 20 dakika.” 

Duş, dişlerin fırçalanması, yüzün kremlenmesi… 

Krem almam gerek. Bugünkü alışveriş oturumunda belirtmeyi unutma. Saçlarını kurutuyor. Öndeki perçemi biraz fazla uzamış bir türlü istediği şekli almıyor. Hadi ama hadi, birazdan beni darlamaya başlar! Of, uğraşamayacağım, inatçı saç, tamam böyle kalsın…

Telefon titreşiyor. Başladı işte. Yamulup bükülen çizgi “Geciktin” diyor. 

Geldim tamam. Yapıldı, işaretle. Yazı yeşile döndü.

“Tatlım oğlana baktın mı, uyanmış mı?”

“Evet canım, birazdan aşağı iner. Ben duşa giriyorum.”

“Ben de kahvaltıyı hazırlıyorum.”

Ekranda 4 maddelik kırmızı liste beliriyor.

İlk madde: “Kahvaltıyı hazırla. Tolga: peynirli tost. Ayla: 1 dilim ekmek ve 1 kibrit kutusu peynir. Serkan: Sade kahve.”

Yapıldı, işaretle. Yazı yeşile döndü. Kolsuz eller alkışlıyor.  

Uyarı: 

“Öğününüz arşive kaydedildi.” 

“Kahvaltı 20 dakika.”

Kırmızı listedeki ikinci madde: “Tolga’nın okul çantası. Ödev tekrarı. Tolga’nın spor çantası. Tolga’ya çaktırmadan kontrol et.” 

Sorumluluk puanı için kendi yapmış olması gerek. 

Yapıldı, işaretle. Yazı yeşile döndü. Kolsuz eller alkışlıyor.  

Tolga’nın sorumluluk puanı değerlendirme:

Spor çantası hazır, yanına almış: 5 puan.

Spor çantası hazır, almayı unutmuş: 3 puan.

Spor çantası hazır değil: 0 puan.

Spor çantası hazır, yanına almış. Tolga 5 puan alıyor. 

Uyarı: 

“Tolga sorumluluk puan ortalamanız güncellendi.”

Kırmızı listedeki üçüncü madde: “Akşam yemeği mönüsü. Bugün Serkan.”

“Tatlım akşam ne yemek istersin? Bugün senin söyleme sıran.”

“Anne ben makarna köfte yemek istiyorum.”

“Hayır canım, bugün babanın seçme sırası. Seninki dündü. İki gün bekleyeceksin tekrar sıranın gelmesi için. Bu konuda anlaşmıştık.”

“Off yaa!”

“Madem benim sıram, şöyle güzel bir karnıyarık, pilav, cacık çekiyor canım uzun zamandır. Ne dersin?”

“Tamam, Gülen Hanım’a mesaj atıyorum. Gelirken ona göre alışveriş yapar.”

“Anne ben karnıyarık istemiyorum, lütfen.”

“Tolgacığım yemek seçmiyoruz. Biliyorsun, dengeli beslenme ve aile içi demokrasi puanlarımızın ortalamasını tutturmamız gerekiyor. Mutlu Aile Programı’na uymalıyız.”

“Off, başka programlar da var. Yemek seçeneği olmayanlar. Biz niye onlardan kullanmıyoruz?”

“Hayatım bizimkisi en güncel model. Her şeyi kapsıyor. Bunu yükleyebildiğimiz için şanslıyız. Herkese bu hak verilmiyor biliyorsun.”

“Saçma!”

“Bizim program daha etkili. Uzatma artık hadi; bak bu tartışma bize hem zaman hem puan kaybettiriyor.”

Serkan: Karnıyarık, pilav, cacık. Yapıldı. Yazı yeşile döndü. Kolsuz eller alkışlıyor.

Kırmızı listedeki dördüncü madde: 

“Evden çıkış: Serkan’ı öp ve ona güzel bir gün dile.”

Öptüm. Yapıldı, işaretle. Yazı hala kırmızı. 

Of tamam.

“Tatlım iyi pazartesiler.” Yapıldı. İşaretle. Yazı yeşil. 

Çizgi yamulup bükülüyor: 

“Mutlu Aile Programınızın sabah oturumunu başarıyla tamamladınız.”

“Hayatım benim oturum tamamlandı. Seninki ne durumda?”

“Seni bir öpüp iyi haftalar dileyince benimki de tamamlanacak şimdi. Akşam yemeği için 5 maddelik liste veriyor bana. Sana kaç tane?”

“Benimki biraz daha fazla. Malum anne modeli biraz daha yüklü.”

“Bu geceye ekstra madde koymuştu bana? Biliyorsun senkronize olmamız gerek, yoksa ben tek başıma?..”

“Yok yok koymuş. Buradaki puan çok değerli biliyorsun, oradan bonus kazanıyoruz. Zaten Tolga’nın da spor sonrası daha erken uyuyacağını hesaplamış. Baştan işaretlemiştik bonus programına kaydolmak istediğimizi. Bunu hiç aksatmamamız lazım. Sence yıl sonunda ne kazanırız?”

“Tatil veya gelişmiş versiyon seçeneği vardı geçen sene, biz gelişmiş versiyonu seçmiştik. Bu sene aynı versiyonda kalıp tatili seçebiliriz, ne dersin?”

“Olabilir tabii, hele o gün gelsin, bakalım. Önce geçen yılki performansı tekrarlayabilmemiz lazım. Tolga büyüdükçe zorlaşıyor her şey. Önümüzde ergenlik var. Ben insanlardan sık sık duyuyorum. Çocuklar ergenliğe girince genel puanları tutturmakta çok zorlanıyorlarmış.”

“Mutlu Aile Programı biraz esnemiyor mu bu ergenlik olunca?”

“Valla duyduğum kadarıyla hayır. Hem de listeler bayağı uzuyormuş. Neyse sen öpmedin beni hâlâ, puanımız düşecek, çabuk ol!”

“Tamam gel bakayım. Oh, iyi pazartesiler. Akşam görüşürüz.”