Çiçekleri çay ile sulardı Sofia
İhanetin ne olduğunu el âlemin dilinden öğrenmişti
Ona en çok o dillerde rastlanırdı
Yazık!
Ne de muhtaç!
Şimdi Sofia bir yerlerde bekliyor
Ah çiçeğim
Yanı başıma koymaya kıyamadığım biriciğim
Ben Paris’te ölürken bir bankta
Sana ölümün ezgisini getireceğim