Asuman Kafaoğlu-Büke’nin son kitabı Tablodaki Kadın, yazarın titiz çalışması sonucunda, ortaçağdan 20. yüzyıla kitap okuyan kadınları resmeden tablolar hakkında bizleri bilgilendiriyor. Zeytin Dalı’ndaki program aşağıdaki temel başlıkları içeriyor:
* Kadın ve kitap konusu ve bunun resimle olan bağı; bu bağın yazarı nasıl ve neden cezbettiği
* Yazarın tablo seçimleri
* Bu “seçilmiş” tabloların erkek elinden çıkma oluşunun, biz resimlere bakanlar için nasıl bir deneyimi içerisinde barındırıyor oluşu. Kısaca kitap, eril bir dünyanın temsili mi? Kadınlar ve erkekler bu resimlerde aynı kitapları mı okuyor?
* Bu kadın figürlerinde ilk olarak Mecdelli Meryem üzerinde durulmuş. Çok sayıda ressamın tercih ettiği bir isim olmasının nedenleri nedir? Günün sonunda baktığımızda ” Mecdelli” azize mi günahkar mı?
* Ve Meryem Ana’nın resmedilişi. Farklı dönemlerde, farklı Meryem Analar…
Rönesans sanat, kitap ve kadın… Evrensel insan fikrine ışık yakan bu çağ kadınların kitaplarla kurduğu bağı nasıl ve ne şekilde tetikledi; hangi tablolar öne çıktı?
* Daha sonraki zaman dilimlerindeki kadın okur ve kitap ilişkileri nasıl gelişti?
* Osman Hamdi’nin Kur’an Okuyan Kız ve İbrahim Çallı’nın Hamakta Kadın tabloları. Bunların kitaptaki karşılıkları nelerdir?
Ders çalışan kadınlar kadar, okurken erotizmin sınırlarında gezinen kadın tablolarının seçilmiş oluşu. Tüm bu başlıklar düşünüldüğünde kadının kendine dair bir hayat kurma prensibi neden bu kadar korkutucu olabilir? Çağlar boyunca değişen kadar hiç değişmeyen nedir? Neden kadınların kitap okumasından korkulur ya da kadınlar kitap okuduklarında niçin kitabın değer kaybedeceği düşünülür? Kadının ve kadın bedeninin okuma edimindeki karşılığı nedir? Dünden bugüne bu hususta değişenler ve hiç değişmeyenler nelerdir?