“Madem değiştirebileceksin al, tehlikeleri göze alarak getirdim!” dedi. “Rahatlat vicdanını, kurtul artık!” Donup kalmıştım elinde görünce. “Çabuk ol, geri götürmem lazım. Yakalanmam an meselesi!” Sıkıca tuttuğu ışıltılı aleti dikkatlice yere bıraktı. Yapabilecek miydim? “Düşünmenin sırası değil Bortun! Yedi dakikamız var.” Noyraks, yeşil kablonun ucunu göbek deliğime yapıştırırken ben de burgulu kolu yavaşça çevirmeye başladım. 1986, 1985, Mayıs 1985, Nisan 1985, 15 Nisan 1985, 14 Nisan 1985, 13 Nisan 1985 saat 13:06! “Doğru zaman mı?” dedi telaşla Noyraks. Aletin üstündeki kırmızı çıkıntıya dokundu. Karanlık bir koridordan uçarak evimizin arka tarafına düştüm. Islak çimenlerin kokusunu duyuyordum. Bisiklet, çiçeklenmeye başlamış erik ağacının yanında öylece duruyordu. Kardeşimin binmemesi için onu oradan alarak kapısı hiç kapanmayan kilere sakladım. Paslı halkaya takılı asma kilidi kapatacağım sırada babamın sesini duydum. “Bortuuuun, yeter koştunuz! Kardeşin hastalanacak.” Tanrım, ne kadar gençti! Kilidi kapatarak kazanın olduğu yerde, yüreğim ağzımda beklemeye başladım. Yüklü bir kamyon evimizin yanındaki yola yaklaşırken bu sefer babamın öfkeli sesi yükseldi. “Bortun, çabuk buraya gel! Sen mi kilitledin bu kapıyı?” Kamyon gürültüyle evimizin önünden geçerken koşmaktan yanakları al al olmuş kardeşimle babamın yanına gidiyorduk. “Evet, yaşıyordu!” Kendime geldiğimde Noyraks getirdiği aletin mikro ekranından bir mezara bakıyordu: Fortun Kıraze. D.T: 10.02.1974, Ö.T: 13.04.1985