İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat’ı bitirdi. Denetim firmalarında yerli ve yabancı şirketlerin vergi denetimlerini üstlendi. Tiyatronun minimalizmi daha çok ilgisini çektiği için oyun yazdı. “Dün Bugün Yarın”, “Biletler İki Kişilik”, “Sedirlerin Laneti”, “Ruh Eşlikçisi”, “Kelaynağın Çığlığı”, “Portakallı Ördek”, “İp”, “Tuttun mu Tamam Şimdi Bırak” olmak üzere sekiz adet tiyatro oyunu yazdı. Ardından sinema tutkusu yüzünden senaryo yazmaya başladı. İlk yazdığı senaryo Kültür Bakanlığı desteği aldı. Locman adlı filmi 2018 yılında vizyona girdi. Senaryo çalışmalarını sürdürürken, öykü yazmaya başladı. Psikeart dergisinde makaleleri, Prolog Dergi’de ilk öyküsü yayımlandı. Yaşadıklarını ve öykülerini biriktirmeye devam ediyor.

İçerisi sıcaktı, biz çok küçük. Sokulduk birbirimize iyice ısındık, bekledik, büyüdük. Fazla büyüyünce daraldık, doğmak istedik. Önce ben, hayır ben, diyerek doğarken, birbirimizi tırmaladık. 

Evde şenlik var. Annemize bizimle yatması için büyük yatak alınmış. Görseniz kocaman. Annem ortada, biz memelerini emmek için sırada. Ev sahipleri rahatsız etmek istemiyor ama yine de sürekli ziyarete geliyor. Biz, mır mır meme emiyoruz, onlar mırıl mırıl konuşuyor. Yüzlerinde kocaman gülümsemeyle seyrediyorlar. İçlerinden biri küçük, bizi sevmek istiyor. Elini bana doğru uzatıyor. Annesi engel oluyor. Çınarcığım diyor, daha çok küçük, biraz büyüsün seversin. Çınar ağlıyor, henüz konuşamıyor. Ben de ağlıyorum, henüz miyavlayamıyorum. 

Kardeşlerim dur durak bilmeden emiyor. Çınar’ın arabasının gelmesini bekliyorum. Bazen arabanın sesini duyuyorum. Evin içinde dolaşıyor. Gelecek diye seviniyorum, gelmiyor. Annesi, arabanın altında ezilir yavrular diyor. Biliyorum, Çınar üzülüyor. Ben de üzülüyorum. Ezilmek istemiyorum, Çınar’ı görmek istiyorum. Çınar bağırıyor. Annesi onu getiriyor. Annem meme sıramızı gözetiyor. Beni ensemden tutup memesine yapıştırıyor, emiyorum. Annesi arabasını itekleyerek götürüyor. Aklımız birbirimizde kalıyor. 

Derken biraz daha büyüyoruz, annemin sütü yaramış olmalı. Kardeşlerim çok emdikleri için tombul. Ben zayıfım. Daha çok ziyaretçi geliyor eve. Onlar giderken, kardeşlerim bir bir eksiliyor. Geriye sadece ben kalıyorum. İki patim var diye istenmiyormuşum. Olsun, ben de onları istemiyorum. Sadece Çınar’ı istiyorum. Annem artık beni emzirmiyor, büyümüşüm. Kardeşlerim gibi yürüyemiyorum ama emekleme diye bir yol buldum. Kolayca Çınar’ın odasına gidiyorum. Beni görünce gülümsüyor. Arabasından elini uzatıyor, tutunup kucağına çıkıyorum. Tekerlekli sandalyesinde oturup, bahçedeki kocaman Çınar ağacını seyrediyoruz. İkimiz mırıl mırıl mırıldanıyoruz. Kimse konuştuklarımızı anlamıyor. Sadece biz… Biz, birbirimizi anlıyoruz.