Üç buçuk metre ötesini göremeyecek kadar bulanık bir pazartesi gecesiydi. Serçe parmağına vuran yüksek topuklu botları, sokak lambalarını bıngıldatırcasına hırçın ve aceleci basıyordu kaldırıma. Bugündü onun doğum günü. Gece ile gündüzün eşit dedikleri gün yani. Bu yüzden kendisi için düzenlenen partiye tam zamanında varamayacak olmanın endişesi nabız basıncını iyice kışkırtıyordu. Topuğundan çıkan bu janjanlı takırtılar sadece horlayan erkekleri değil, yuvalarında eşleriyle cilveleşen erkek yarasaların bile uykularını kaçıracak cinstendi. Başka ayakların sakil takırtıları karışınca gece iyice bulanıklaştı. Asalak bakışlarına cüssesini boca eden bu kişiyle yapılan hırgür kısa bir süre sonra sözlü düelloya dönüştü:
- “benden uzaklaş ve bir daha sakın dokunayım deme. yoksa bu antika kutuyu alır müsait bir yerine… neyse.”
- “boş versene, bu saatte böyle gezilir mi hiç; hem de bu fırfırlı kıyafetle?”
- “sana mı soracağım? istediğim saatte, istediğim yerde, istediğim elbiseyle yürürüm, hödük.”
Demesiyle hödük olan kişi, çantasına bir hışımla uzanıp yere sertçe fırlattı ve ahırdan firar eden yaban katırları gibi arkasına bakmadan uzaklaştı. Çantada ne varsa yere saçılmıştı. Devamlı yanıp sönen sokak lambası, az ötede duran kimliğinin ön yüzünü aydınlatarak o kaçışa yol göstermişti sanki: Adı: Mecid. Soyadı: Nergis. Doğum Tarihi: 21.03.1988. Cinsiyeti: E.