1992, İstanbul doğumlu. Karadeniz Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde başlamış olduğu lisans hayatını 2012 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’ne yatay geçiş yaparak sürdürdü ve 2015 yılında mezun oldu. Henüz eğitim hayatı devam ederken başlamış olduğu profesyonel meslek hayatına şehir plancısı olarak devam ediyor. İş hayatından arta kalan zamanlarını ise seyahat ederek, araştırma yaparak ve fotoğraf çekerek değerlendiriyor. Seyahatlerini genel olarak hikayesi olan nesnelere veya mekanlara göre şekillendiriyor. Görmeyi arzu ettiği her nokta için beraberinde risk almayı da ihmal etmiyor. Son yıllarda ise özellikle İstanbul’un az bilinenlerine odaklanmış bir araştırmacı ve gezgin olarak edindiği bilgi ve tecrübelerini sosyal medya hesapları üzerinden takipçileri ile paylaşıyor.

İstanbul’un en eski yerleşim yerlerinden biri olan Kurtuluş, tarihte ilk olarak küçük bir Rum köyü olarak karşımıza çıkar. O yıllar bölgede kiraz ağaçlarının çok olması nedeniyle adının Rumcada “Kirazlıköy” anlamına gelen “Kerasohori” olduğu söylenir. Su kuyuları ve zenginlere ait at tavlalarıyla (at ahırları) da bilinen bu yerleşim yeri daha sonraları Rumca “ahırlar” anlamına gelen Tatavla ismi ile anılmaya başlar. Zaman içinde Tatavla, Ege adalarından gelen Rumların İstanbullu Rumlar ile kaynaşmasına bağlı olarak özgün bir karakter ve kültür kazanır. Bu sayede eğlence denince İstanbul’da akla gelen ilk semtlerden biri olur. 1929 yangını, 6-7 Eylül olayları ve hemen ardından Rumların semti terk etmek zorunda kalmaları buradaki eğlence hayatını da büyük oranda etkiler. 1970’li yıllara gelindiğinde ise semtte dört tane gazino kalır. Bunlardan biri olan Madam Despina,  Türkiye’deki ilk kadın meyhane işletmecisi Despina Kanlı’ya aittir.

Madam Despina – Ana Mekân

Despina Kanlı, 1920 yılında günümüzde Gökçeada olarak bildiğimiz İmroz’da dünyaya gelir. 15-16 yaşına kadar yaşamını İmroz’da sürdüren Despina, bu tarihten itibaren ailesi ile İstanbul’a yerleşir. Bir süre İstanbul’da yaşadıktan sonra ailesi bu kez de Yunanistan’a yerleşmeye niyetlenince Despina İstanbul’da kalır.

 

Madam Despina – Giriş Holü

O yıllarda 21 yaşında olan Despina, Moda’da Madam Theresa’ya ait bir gazinoda konsomatris olarak çalışmaya başlar. Güzelliği ile dikkat çeken Despina zamanla kendisine geniş bir çevre edinir. Edindiği bu çevrenin de desteğini arkasına alarak 1946 yılında ‘Despina’nın Meyhanesi’ adıyla ilk gazinosunu Esentepe’de açar. Böylece Türkiye’nin ilk kadın meyhane işletmecisi olarak meyhane tarihine adını yazdırır.

Madam Despina – Giriş

 

1965 yılında Artin isimli bir otomobil satıcısı ile evlenen Despina, evliliğinin ardından meyhanedeki işini de bırakır. 1970’li yılların başına kadar devam eden bu süreç, eşinin vefatının ardından Madam Despina adıyla Kurtuluş’ta yeni bir meyhane açmasıyla son bulur. Müşterileriyle kurduğu iyi ilişkiler buranın kısa sürede sevilen bir yer haline gelmesine neden olur. Bu sayede çok para kazanan Despina, elde ettiği geliri iyi yaşamaya ve hayır işlerine harcar. Evangelistra Rum Kilisesi, Balıklı Rum Hastanesi ve mahallesindeki yoksul Müslüman çocukların sünnet masrafları için yaptığı yardımlarla hatırlanan Despina, 1990 yılında şeker hastalığı nedeniyle bir bacağını kaybedince meyhanesini devretmek durumunda kalır. Tek şartı ise mekânının aynen korunmasıdır. İşletmeyi devralan Ercan Tekin ise bu şarta ve onun koyduğu ilkelere bağlı kalarak mirasını yaşatmaya devam eder.

Madam Despina – Bahçe Bölümü

 

25 Haziran 2006 tarihinde vefat eden Despina Kanlı son yolculuğuna uğurlanırken mezarı şarapla sulanır. Vasiyeti üzerine mezarı başında “Bir Hakikat Anladım Dünyâda Ben Her Şey Yalan” ve “Şimdi Uzaklardasın” adlı şarkılar çalınır.

Despina Kanlı’nın Mezarı

 

Meral Okay, Sezen Aksu’nun Deliveren albümündeki Yine Mi Çiçek adlı şarkısının sözlerini buradan ilham alarak yazar. Ahmet Ümit ise romanlarında Evgenia’nın Tatavla’sını yine buradan aldığı ilhamla ortaya çıkarır. Şarkılara ve romanlara ilham veren bu mekân günümüzde hâlâ daha misafirlerini ağırlamaya devam ediyor.

 

Metnin içindeki görseller: Muharrem Gürbüz