Plastik sanatlar eleştirisi alanında üniversitede dersler vermektedir. 1997-2000 yılları arasında Genç Sanat, Türkiyede Sanat, 2009-2012 yılları arasında Birgün gazetesi, Evrensel Kültür dergisinde sanat eleştirisi yazıları yazmıştır.
sanatburada.com, kolajart.com ve Eleştirel Kültür dergilerinde sanat eleştirisi yazıları yazmaktadır. Birlik Sendikası, Felsefeciler Derneği İstanbul Şubesi, ÜNİVDER ve AICA üyesidir. 12 Sanatçı 12 Söyleşi ve Mine Sanat Galerisi 30. Yıl Kitabının editörlerindendir. Birçok ulusal ve uluslararası sempozyum ve kongrelerde yayınlanmış bildirileri ve makaleleri bulunmaktadır. Muğla Üniversitesinde EğitimSen örgütlenmesinde çalışmış Üniversite İşyeri temsilcisi iken 2007 yılında görevine son verilmiştir. Mahkeme kararıyla görevine dönmüş ardından 2 kez daha aynı işlem uygulanarak görevine son verilmiştir. 11 Ocak 2016 tarihinde yayınlanan “Bu suça ortak olmayacağız!” adlı barış bildirisinin imzacılarından biri olduğu için ACM’de yargılanmış ve 18 ay ceza almış Anayasa Mahkemesi kararıyla beraat etmiştir. Akademik hayatı boyunca siyasi nedenlerle beş kez üniversiteden ilişiği kesilmiş mahkeme kararlarıyla geri dönmüştür.

Görsel: Oğuz Haşlakoğlu, eros/pteros-kanatlı, 75×100 cm, Tuval Üzerine Akrilik ve Yağlı Pastel, 2024

Antik Yunan mitolojisinde aşk ve arzunun tanrısı olan Eros, sadece romantik arzuyu değil, aynı zamanda yaratıcı gücü, hayatın itici kuvvetini ve yaşamsal libidoyu da simgeler. Eski Yunanca kökenli pteros kelimesi “kanatlı” anlamına gelir; tıpkı Pterodactylus kelimesindeki ptero gibi. Eros/Pteros adlı yapıt, insanın dünyevi arzuları ve ruhsal yükselişini düşündürüyor. 

Tuvalin merkezinde bulunan dikdörtgen prizma camdan yapılmış gibi bütün yüzeyleri gösteriyor. Koyu mavi içinde lokal ışık, projeksiyonla aydınlatılmış sahneyi andırıyor. Sahnede metaforik bir öykü sergileniyor. Altın sarısı, madalyonu anımsatan dairenin üzerinde ikonik kanatlı bir figür görülüyor. Kanatlı figürün bulunduğu yerin altın sarısıyla boyanması, dünyevi arzular, maddi değerler, güç ve dünyasal hırsla ilişkilendirmemize vesile oluyor. Gökyüzündeki kanatlı Eros ise saf aşka, ruhsal yükselişi ve ilahi olana referans veriyor. Karanlık ve koyu tonlar dünyevi olanın sınırlamalarını, ışık ve mavi tonlar ruhsal aydınlanmayı simgeliyor. Sanatçının renk kullanımı, yer ve gök, karanlık ve aydınlık düalitesini destekliyor.

Sanat tarihinde Eros, kanatlı bir melek şeklinde tasvir edilir. Resmin üst kısmında görülen beyaz soyut form Eros’un simgesi olarak betimlenmiş. Resimdeki mavi tonlar, derinliği, bilinçaltını ve huzuru çağrıştırıyor. Mavi aynı zamanda spiritüel arayışı ifade eden bir renktir. Mor, sanat tarihinde ilahi bilgeliğin ve sezgisel gücün temsili olarak kabul edilir. Üst alandaki mor bölge, “görü” sırasında ulaşılan yüksek bilinci sembolize ediyor. Küpün etrafını saran koyu mavi ve siyah tonlar, evrenin içindeki bilinmezlikleri, ışıklı bölümler ise karanlıkta açığa çıkan mistik çağrışımları güçlendiriyor. Resmin merkezinde, daire içinde yer alan, insan mı hayvan mı ayırt edilemeyen kanatlı figür, önemli bir semboldür. İnsan bilincinin geçmişten gelen kolektif arketipini temsil eden ikonik bir figürdür. Beyaz ışık, spiritüel yükselişi ve ilahi gerçeğe ulaşmayı temsil ediyor. Bu tasvir, insanın kendi sınırlarını aşma ve daha yüksek bilinç seviyesine ulaşma arzusuyla ilişkili olabilir. 

Eros’un kanatlı doğası, insanın ele avuca sığmaz hayallerini, dizginlenemez arzularıyla, özgürleşme talebini temsil ederken, diğer yanı yere sabitlenmiş, dünyevi bağlarından kurtulamayan doğasını hatırlatıyor. Sanat tarihinde dünyevi olan yeryüzü ile ilahi olan gökyüzü karşıtlığı özellikle Rönesans ve Barok sanatında sıkça işlenmiştir. Rönesans ve Barok sanatında bu karşıtlık dinsel gerekçelere dayanırken, modern dönemde tanrının ölümünden sonra evrensel bir soyutlamayla insanın kendisine referanslandırılır. Kanatları, arzuya ulaşma gücünün sembolü olan Eros, sanatta ve edebiyatta hem aşka hem de ruhun yüceliğine ulaşma arzusunu temsil eder. 

Yapıtta, insanın varoluşsal ikilemleri, Platoncu anlamda idea ve maddi dünya arasındaki ayrımı çağrıştırıyor. Platon’un Şölen adlı eserinde, Eros yalnızca bedensel arzularla değil, aynı zamanda ruhun ilahi ve sonsuz olana yönelmesiyle de ilişkilendirilir. Eros/Pteros geometrik soyut bir resim olmakla birlikte, William Blake’in melek ve ruh temalı eserlerini ve Gustave Moreau’nun mitolojik figürlerini anımsatıyor. Sanki bu eserlerin soyutlanmış, metafizik ifadesi gibi.