Bir hayalim var. Her bir kelimesi çok güzel…
Bir, sayıların ilki… devam edeceğini biliyorsun.
Hayal, umut, mutluluk, heyecan, korku, endişe, bekleyiş…
Var, demek ki yaşıyorum!
Bir hayalim var. Nâzım Hikmet’in dediği gibi, alt tarafı bir çiçek koklayıp, bir hayvan sahiplenip, birkaç insan tanıyıp, sevip gidecektik bu dünyadan. Nasıl kötü bir zamana denk geldi ömrümüz. İşte benim hayalim ilk cümledeki gibi sade, sakin, huzur ve sevgi dolu bir hayat…
Şu anda ise tam tersi bir durumdayız. Yaşadığımız anları izlemek çok zor. Tüm bunlarla başedebilmek çok yorucu. Ben uzaktayken, bu durumdayken oradaki insanlar ne yapıyordur diye düşünüp durmak daha da zor… Üzerimizdeki şok bir süre sonra öfkeye dönmeye başlıyor. Tanıdığım her bir kişi elinden geleni yapmaya çalışıyor. Bazıları oraya giderek, bazıları buradan yardım toplayarak, bazıları ise dua ederek… Aslında hepimiz bu kötü yolculukta birlikteyiz.
Kötüyü iyiye dönüştürebilme yolculuğunda bir hayali gerçekleştirebilme umuduyla yol alıyoruz. Zaman alacak biliyoruz o sakin, huzurlu günlere kavuşmak. Ama neden olmasın ki? O çok sevdiğim şarkıdaki gibi “her gecenin sabahı, her kışın bir baharı, her şeyin bir zamanı…”
Bir hayalim var. İçinde gülen gözlü çocukların yetiştirildiği, oyunlar oynayıp dans edebildikleri bir kasaba belki de. Meydanlardalar hoplayıp zıplıyorlar. Etraflarındaki yetişkinler ise onlara bakıp mutlu oluyorlar. Çocuklar işte, her girdikleri yerde yüzleri güldürmezler mi? Meraklarıyla, sorularıyla, hayalleri ile… Konuşulan konular bambaşka iken onlar geldiğinde odak noktasını değiştirmezler mi? İşte tam da bu hayalim. Çocukların güle oynaya yaşayabileceği alanlar yaratmak. Güvenle, neşe içinde olabilecekleri alanlar yaratmak. O zaman acılarımız biraz olsun azalabilir ve onların geleceğini düşünerek meşgul edebiliriz aklımızı.
Bir çıkmazdayız. Yine de, benim dermanım var iyileşmeye, gelecek güzel günlere…