hiç kimse evini terk etmez /evi bir köpekbalığı ağzı olmadıkça
Bu dizelerle ilk kez 2015 yılının Eylül ayında, mülteci krizinin en sıcak günlerinde, üç yaşındaki Aylan Kurdî’nin cansız bedeni kıyıya vurduktan birkaç gün sonra, İngiliz Yeşiller Partisi milletvekili Caroline Lucas’ın Twitter paylaşımı vesilesiyle
karşılaştım. Dönemin muhafazakâr partili başbakanı David Cameron pek çok diğer Avrupalı lider gibi, kapılarını mültecilere açmakta gönülsüzdü. Lukas ise mülteciler konusundaki tutumunu eleştirdiği Cameron’a adını ilk kez duyduğum Warshan Shire adlı şairin yukarıdaki dizelerle başlayan Home – Ev adlı şiirini okumasını salık vermişti.
https://twitter.com/CarolineLucas/status/640908591965319168?s=20
Sanmam ki Cameron linke tıklayıp şiiri okumuş olsun. Okusaydı, Kurdî ailesinin ve onlar gibi yüzbinlerce kişinin neden denize elverişli olmadığını bildikleri küçük teknelere balık istifi binip, evlerini, eşyalarını, yakınlarını geride bırakarak hayatlarını riske atmaya karar verdiklerini anlayabilirdi:
Anlamanız gerek hiç kimse çocuklarını bindirmez bir tekneye
su karadan daha güvenli değilse
Anne babası Somalili olan Warshan Shire, 1988’de Kenya Nairobi’de dünyaya gelmiş. Sonra İngiltere’ye yerleşmişler Yani Shire da evini terk etmek zorunda kalmış bir ailenin çocuğu ama sığınmacıların, mülteci ve göçmenlerin deneyimleri üzerine düşünüp yazmaya 21 yaşında, 2009 yılında Roma’daki bir geri gönderme merkezine yaptığı ziyaretten sonra başlamış. Bu merkezde bir araya geldiği, göç öykülerini dinlediği Somalili, Sudanlı, Eritreli ve Kongolu sığınmacıların “Avrupa’da belgesiz bir mülteci olarak yaşamanın acı gerçekliğine gözlerini açmasını” sağladığını söylüyor.
“Roma’da tanıştığım o insanlar için, ailem için ve bu şekilde keder ve travma deneyimlemiş herkes için kaleme aldım” dediği (Bir geri gönderme merkezinden) Eve dair sohbetler – Conversations about home (at a deportation centre), Warshan Shire’ın mülteci ve göç temalı ilk şiiri. Ev ise o ilk şiirin duygusunu aynı keskinlikte koruyan, ama ona nazaran daha rafine bir şiir.
Şiir çevirisi, çevirilerin en zoru. Ben de zorlandım. Benimkinden farklı –örneğin ev yerine yurt sözcüğü kullanılmı- bir çevirisini de buradan paylaşıyorum.
https://www.youtube.com/watch?v=G0-EtV6Go9A
Dilerim,bu şiir, mültecileri daha iyi anlamanıza vesile olur çünkü hiç kimse evinden, yaşam alanlarından uzak olmak istemez ve mülteciliği tercih etmez.
EV
Hiç kimse evini terk etmez
ev bir köpekbalığı ağzı olmadıkça
sadece sınıra doğru koşarsınız
bütün şehrin de koştuğunu gördüğünüz zaman
komşularınız sizden hızlı koşuyorlar
nefesleri boğazlarında kanlı
beraber okula gittiğiniz oğlan
eski teneke fabrikasının arkasında sarsakça sizi öpmüş olan
boyundan büyük bir silah taşıyor
evinizi ancak
eviniz kalmanıza izin vermediğinde terk edersiniz
hiç kimse evini terk etmez ev peşinize düşmedikçe
ayağınızın altında ateş
karnınızda sıcak kan
yapmayı aklınızın ucundan bile geçirmediğiniz bir şey
keskin bıçak boğazınıza
dayanana kadar
o zaman bile marşı
fısıldıyordunuz
ancak bir havaalanı tuvaletinde pasaportunuzu yırtmak
ağzınızı dolduran her bir parça kağıtla hıçkırmak
idrak ettirdi geri dönmeyecek oluşunuzu.
anlamanız gerek
hiç kimse çocuklarını bindirmez bir tekneye
su karadan daha güvenli değilse
hiç kimse yakmaz avuç içlerini
trenlerin altında
vagonların dibinde
hiç kimse bir kamyon kasasında günler geceler geçirmez
gazete kağıdı yiyerek katedilen mesafe
yolculuğun kendisinden daha önemli olmadıkça
hiç kimse dikenli tellerin altında sürünmez
hiç kimse dayak yemek istemez
acınmak
hiç kimse mülteci kampını yeğlemez
ya da çıplak aranmayı
bedeni ağrılar içinde bırakan
ya da hapishaneyi,
hapishane
yanan bir şehirden daha güvenli
ve bir gardiyan
gece vakti
daha iyi olmadıkça
babanıza benzeyen
bir kamyon dolusu erkekten
hiç kimse kaldıramaz
hiç kimse onuruna yediremez
hiç kimsenin derisi o kadar kalın olmaz
ve sınırın öteki tarafındaki karşılama
evinize dönün siyahlar,
mülteciler
pis göçmenler,
sığınmacılar
ülkemizin kaynaklarını kurutuyorsunuz
el açan zenciler
tuhaf kokuyor, vahşiler
kendi ülkelerini mahvettiler şimdi de
bizimkini mahvetmek istiyorlar
nasıl oluyor da
bu laflara
kötü bakışlara katlanabiliyorsunuz
çünkü belki de yumruk daha az can yakar
koparılan bir uzuvdan
ya da daha naziktir sözcükler
bacaklarınızın arasına girmiş
14 erkekten
ya da yutmak hakaretleri
daha kolaydır
molozu
kemiği
çocuğunuzun parça parça olmuş bedenini
yutmaktan.
eve gitmek istiyorum,
ama ev köpekbalığının ağzı
ev silahın namlusu
ve hiç kimse evini terk etmez evini
ev sizi sahile kadar kovalamamışsa
buyurmamışsa size
yaylan
bırak giysilerini
çölde sürün
denizde bat çık
boğul
kurtul
aç kal
dilen
unut gururunu
daha önemli hayatta kalman
kimse terk etmez evini ev kulanığınızın içinde
git
kaç kurtul benden
ne hale geldim bilmiyorum
ama herhangi bir başka yerin
buradan daha güvenli olduğunu biliyorum-
diyen yorgun bir sese dönüşene dek.