Merhabalar ben Mehtap Aktan…
Yunanistan’dan göçmen gelen annem ve Büyükada doğumlu babamın yolları İstanbul ‘da kesişiyor. Üç kardeşiz: Ağabeylerim ve ben. Küçük yaştan beri kürek sporuyla profesyonel ilgilenen babam sayesinde spora adım atıyorum. En küçük ağabeyimle aramdaki yaş farkı 15 olunca işim epey kolaylaşıyor. Bale ve jimnastiğe erkenden başlıyorum. Bir kız çocuğu olarak sporcu olmama her zaman destek oluyorlar… Fakat…
İşin ‘fakat’ kısmı
Dışarıda durum farklıydı. 12 yaşlarında Uzakdoğu dövüş sporlarına ilgi duydum. Wing sun dersleri almaya başladım. Ekipte 10 erkek vardı ve bir tek ben… İlginç bir şekilde istenmiyordum ama vazgeçmedim. Israrla devam ettim. Erkek egemen bir toplumda kadın sporcu olmak hiç ama hiç kolay değildi.
Öte yandan eğitim hayatım başarılıydı. Babamı lise yıllarında kaybetmem İletişim Fakültesi’nde okuma isteğimi etkiledi ve vazgeçtim… Spor beni ona yakınlaştıracaktı sanki. Marmara Üniversitesi Spor Yöneticiliği Bölümü’nü kazanmak pek kolay olmadı. Yani erkek sporcularla yarışıp en kısa sürede parkuru tamamlamak… Okurken ise iş teklifleri geliyordu. Görüşmede kadın fitness hocası pek tercih edilmiyordu. Zamanla dönemin çok talep gören spor tesisinde stajyer olarak işe başladım. İnsan ilişkilerim oldukça iyiydi ve birkaç yıl içinde işler gelişti. Ek eğitimler ve seminerleri takip ettim ve üniversiteden birkaç arkadaşımla ilk personel trainer, özel eğitmenlik sistemini kurduk. Günümüzde çok popüler olan bir sistemin temellerini de böylece atmış olduk. Fakülteden edindiğim bilgileri çok yönlü eğitimlerle pekiştirerek çalışmaya devam ettim. Bunların arasında medikal fitness, pilates, kick box, fonksiyonel antrenman ve düzeltici egzersizleri öğrenerek farklı sektörlerden çeşitli sağlık sorunları olan üyelerle çalıştım.
Sektörde kadın olmak, yöneticiyken tatlı sert olmayı gerektirdi. Erkek egemen spor sektöründe başarılı olmak için çok çalışmak, kadınsal yorgunluklardan kaçınmak gerekliliğini doğuruyordu. Zordu ve hâlâ zor… Tüm bunlara karşın işimi çok seviyorum ve her zaman yoğun tempoya ayak uydurmak için beslenme egzersiz, kaliteli uyku vazgeçilmezlerim arasında.
İş bununla da bitmiyor. Sektör, uzun çalışma saatleri ve her üyeyle empati kurmak demek. Dışarıdan eğlenceli gözükse de bu sektörde hocalık gerçekten zor. Özellikle de biz kadınlar için.
Uzun yıllar özel sektörde danışmanlık ve özel ders tecrübelerimden yola çıkarak, bir kadın girişimci olarak hayallerime kavuştuğumu söyleyebilirim. En çok keyif aldığım egzersiz pilatesle ilgili bir stüdyo açma kararı yedi yıl önce kapımı çaldı. Eşim de sporcu olduğu için beni çok destekledi ve işte oradaydım, oradaydık! “7’ den 70’e herkes pilates yapabilir” sloganıyla gittikçe büyüyen güzel bir aile olduk.
Tüm zorluklarına karşın bir kadın olarak, sağlık için çalışmaktan ve dokunduğum hayatların konforunu artırmaktan ötürü çok mutluyum.