Mikroscope Dergi’nin bu sayısında yine ilginç bir hikâyeyi seçtik ve konuştuk.
Öykünün yazılma tarihi hayli eskilere, yirminci yüz yılın başlarına gidiyor. Yazarın otobiyografik bir hikâyesi olduğunu sanıyoruz. 21 yaşında bir genç adam sinema salonuna gider. Zamanın şartları gereği film sessizdir ve yine o dönem çekim koşulları nedeniyle noktalar, çiziklerle doludur, sanki yağmur yağıyormuş gibidir. Bunu sessiz film izleyenler bilir. Öykünün konusu bu değil elbette, filmde genç adam babasının annesine evlilik teklif ettiği günü izler ayrıntılarıyla. Filmi izlerken de sık sık ağlayıp salondan çıkmasından anlarız ki pek de mutlu bir çocukluk geçirmemiştir. Hatta annesinin teklifi kabul ettiği sahnede dayanamaz ve “Yapmayın,” diye bağırır.
Delmore Schwartz dilimize bu öyküsü dışında çevrilmemiş bir yazar. Daha çok şiir yazmış. Tuhaf birisi olduğu söyleniyor ki bunu yazdıklarından da anlıyoruz zaten. Bu öyküsünü de sahafta bir kitap seçkisinin içinden bulduk. Okumak isteyenler olursa ‘Yüreksöken Hikâyeler’ (Derleyen; Osman Çakmakçı, Çeviri; Ali Kaftan, Karşı Kıyı yayınları, 2001) içinden bulup okuyabilir.