Haruki Murakami’yi romanlarıyla sevenler çok olsa da onun yazdığı öyküler yabana atılmamalı. Her biri ayrı ayrı üstüne düşünülmeye değer, farklı okumalar yapmaya müsait. Bu yüzden Mikroscope Dergi’nin 31. Sayısında ondan bir öykü seçtik. Ambar Yakmak.
Karşınızda bir arkadaşınızın mandalina yediğini düşünün. Yanındaki sepetten bir tane alıyor, soyuyor, kabuklarını yandaki çöp kutusuna atıyor, tek tek dilimleri ağzında çiğniyor, posasını çıkarıyor ve bu on dakika boyunca devam ediyor. Bunda ne var diyeceksiniz. Ya ortada bir mandalina olmadığını söylersek. İşte o zaman işin manası değişir elbette. Çünkü bu kadın bir pantomim yapıyor. Karşısında onu izleyen yazar onu yetenekli bulduğunu söylediğinde, şöyle cevap veriyor, “Aslında çok basit bir şey yapıyorum. Yetenek gerektirmiyor. İşin özü burada mandalina olduğunu hayal etmek yerine burada mandalinanın olmadığını unutmak. Hepsi bu.” Ambar Yakmak adlı bu öykünün kalbi burada atıyor.
Öykünün üç isimsiz karakteri de ilginç. Kadın var olmayan mandalinaları yerken, sevgili de iki ayda bir erdemli kalabilmek uğruna ambar yakıyor. İlginç değil mi.
Ambar Yakmak adlı bu öykü Murakami’nin Doğan Kitap tarafından yayımlanmış Ortadan Kaybolan Fil isimli kitabından. Okumak isteyenler için tüm öyküler ayrı ayrı güzel.